Page 57 - congress
P. 57
ORAL PRESENTATION / TAM METİN SÖZLÜ SUNUM
• Doz ve doz aralığı belirlemede,
• İlaç-ilaç ve ilaç-gıda etkileşimlerinin öngörülmesinde,
• Toksisite değerlendirmelerinde,
• Türler arası ekstrapolasyonda (hayvanlardan insana veri aktarımı)
kullanılarak ilaç geliştirme süreçlerine büyük katkılar sağlamaktadır (Zhou vd., 2021).
Bu modellerin veteriner ilaçlarının geliştirilmesinde büyük bir potansiyele sahip
olduğu ve araştırma süreçlerini daha pratik hâle getireceği öngörülmektedir. Buna
rağmen veteriner ilaç geliştirme süreçlerinde PBPK modellemeye dair literatür hâlâ
sınırlıdır (Zhou vd., 2021).
Son yıllarda fizyolojik tabanlı farmakokinetik (PBPK) modellerin veteriner
farmakoloji ve toksikolojide, özellikle hayvan sağlığı risk değerlendirmelerinde ve kalıntı
limitlerinin belirlenmesi amacıyla kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Lautz ve ark.
(2020), sığır, koyun ve domuz türlerinde farklı organlara yönelik kimyasal
konsantrasyonları tahmin etmek üzere geliştirilen bir PBPK modelini başarılı şekilde
uygulamıştır. Model, türler arası fizyolojik farklılıkları hesaba katarak doku düzeyinde
güvenilir doz tahminleri sunmuştur (Lautz, Hoeks, vd., 2020).
Bununla birlikte, veteriner hekimliği alanında, PBPK uygulamaları halen çeşitli
sınırlılıklara sahiptir. Öncelikle, tür-spesifik fizyolojik verilerin eksikliği, özellikle daha az
çalışılmış hayvan türlerinde (örneğin keçi veya egzotik hayvanlar) modelin doğruluk ve
güvenilirliğini kısıtlamaktadır (Dekker, 2020; Lautz vd., 2019). Ayrıca, hayvanlara özgü
taşıt protein ve enzim ekspresyon verileri gibi fizyolojik parametrelerin eksikliği nedeniyle,
deneysel verilerin çoğu insan verisine dayanmaktadır. Bu durum da ilgili deneysel
modellerin biyolojik gerçeklikle çeliştiğini göstermektedir (Lin vd., 2016). Tüm bu
etkenler, veteriner alanda PBPK modellerinin yaygın kullanımını engellemektedir. Açık
erişimli fizyolojik veri havuzlarının geliştirilmesi ve hayvana özgü IVIVE (in vitro–in vivo
extrapolation) stratejilerinin yaygınlaştırılması, bu alandaki ilerlemeyi hızlandıracaktır
(Lautz, Hoeks, vd., 2020).
PBPK modelleri; "yukarıdan-aşağı/tümden gelim" (Top-down), "ortadan dışa"
(Middle-out) ve "aşağıdan-yukarı/tüme varım" (Bottom-up) olmak üzere üç yaklaşımdan
yararlanır. ‘’Top-down’’ yaklaşımı, ağırlıklı olarak gözlemlenen klinik verilere dayanırken,
‘’Middle-out’’ yaklaşım, modelin bilinmeyen veya belirsiz parametrelerini belirlemek için
hem in vitro hem de in vivo çalışma verilerini değerlendirmeye alır. ‘’Bottom-up’’ yaklaşımı
ise, yalnızca in vitro verilere dayandığından, hayvan çalışmalarını en aza indirme amacı
taşır (Tylutki vd., 2016).
55

